Kaygıyı Neler Tetikler
Algılanan stres ya da tehdit faktörlerine tepki olarak ortaya çıkan hafif, orta ya da şiddetli düzeyde hissedilen endişe, korku ya da sıkıntı duygusu “kaygı, anksiyete” olarak tanımlanır.
Kaygı sırasında vücut gerilmeye başlar, nefes alış-verişleriniz değişir, kalp atım hızınız artar ve bazı fiziksel semptomlar gelişebilir. Genetik ve çevresel faktörler başta olmak üzere birçok nedenden ötürü kaygı bozuklukları oluşabilir. Bunun yanı sıra, bazı durum ve olaylar da kaygı belirtilerine neden olabileceği gibi kaygınızın şiddetini de artırabilir. Kaygıya neden olan bu faktörlere tetikleyiciler denir.
Kaygıyı tetikleyen durumlar kişiden kişiye göre değişkenlik gösterebilir, fakat birçok tetikleyici ortaktır. Bu nedenle kaygınızı nelerin tetiklediğini bilmeniz önemlidir. Kaygıya sebep olan durumların farkında olmak, kaygınızı yönetebilmenize yardımcı olacaktır.
Kaygıyı tetikleyen durumlar şöyledir:
Sağlık Problemleri: Kaygıyı tetikleyici nedenlerin başında sağlık problemleri gelir. Özellikle kanser ya da kronik rahatsızlıklar gibi hastalıklar, kaygıyı tetikleyebilir ve kişinin sağlık durumunun kötüye gitmesine neden olabilir. Bu tür zor ve tıbbi müdahale gerektiren sağlık sorunları, kişisel duyguların yoğun yaşanmasına neden olur ve kaygınızı şiddetlendirebilir. Doktorunuzla iletişime geçerek kaygınızın azalmasıyla ilgili destek alabilirsiniz. Bunun yanı sıra psikolojik destek alınması, duygularınızla baş edebilmenizde rehber olacaktır.
İlaçlar: Kullanılan bazı ilaç grupları kaygınızı tetikleyebilir. Bu ilaçlardaki aktif bileşenler rahatsız hissetmenize yol açabilir. Kullanmaya başladığınız ilaçlardan sonra, nasıl hissettiğinizle ilgili doktorunuzla mutlaka iletişime geçin.
Stres : Kaygı ve stres arasında çok ince bir fark vardır. Stres, dışarıdan gelen bir tetikleyiciden kaynaklanmaktadır. Diğer taraftan kaygı ise, stres etkeninin olmadığı durumlarda bile kaybolmayan, ısrarlı ve aşırı endişedir. Her ikisi de neredeyse aynı fiziksel semptomlara neden olur. Örn; İş yaşamında yoğun strese maruz kalmak kaygıyı tetikleyen nedenlerdendir. Bunun sonucunda kişinin anksiyete atakları tetiklenebilir. Günlük yaşanan stres faktörleri her bireyi kaygılandırabilir. Fakat, kronikleşen stres kişinin uzun süreli kaygı ve çeşitli sağlık sorunları yaşamasına neden olur.
Olumsuz Düşünceler : Yaşamınızda nasıl hissettiğinizi belirleyen en önemli faktörlerden biri içsel iletişimlerinizdir. Kendinize dair olumsuz düşünceleriniz kaygılarınızın tetiklenmesine neden olabilir. Sahip olduğunuz olumsuz düşünceleriniz ve bunları nasıl kontrol ettiğiniz, etrafınızda olup biten şeyleri algılama biçiminizi doğrudan etkiler ve davranışlarınız değişime uğrar. Özetle, düşünceleriniz, duygu ve davranışlarınıza yön verir. Yaşadığınız kaygının bir sonucu olarak olumsuz düşüncelerinizi listeleyin, ardından yanına olumlu ve gerçekçi düşünceler içeren başka bir liste yapın. Bu çalışma düşünce ve duygularınızı olumlu yönde kullanmayı öğrenmenize yardımcı olabilir. Sahip olduğunuz olumsuz düşüncelerin değişimi ve beraberinde getirdiği psikolojik rahatsızlıklarla baş edebilmek her zaman tek başına mümkün değildir. Bu nedenle bir uzmandan psikolojik destek almanız önemlidir.
Maddi Sorunlar: Yaşadığınız maddi kaygılar da tetikleyiciler arasındadır. Özellikle beklenmeyen borçlar, faturalar ve ani para kayıpları kişinin birtakım endişeler yaşamasına yol açar. Bu tür tetikleyicileri yönetmeyi öğrenmek, kişinin rahatlamasına yardımcı olur. Bunun için, tasarruf edebilme konusunda bir mali danışmandan destek alabilirsiniz.
Beslenme: Düzenli beslenmeye dikkat etmemek kaygınızın tetiklenmesine yol açabilir. Günlük tükettiğiniz besinlerin sağlığınız üzerinde olduğu kadar ruh haliniz üzerinde de etkisi vardır. Özellikle öğün atlamak kişinin kan şekerinin düşmesine neden olur. Bunun sonucunda zaman zaman titreyen eller, guruldayan bir karın, baş dönmesi, sinirlilik ve tedirginlik gibi sağlık sorunlarına yol açabilir. Öğün atlamadan beslenmek hem kan şekerinizin dengelenmesine hem de kaygınızın önlenmesinde önemlidir.
Aşırı Kafein Tüketimi : Fazla kafein tüketmek hem kaygılarınızın hem de panik ataklarınızın alevlenmesine yol açıyor. Yapılan çalışmalar günde 5 fincandan fazla kahve tüketmenin kaygıları tetiklediğine değinmektedir. Bu nedenle kafeinsiz ürünleri tüketmeye çalışarak günlük kafein miktarınızı azaltmayı deneyebilirsiniz.
Sosyal Etkinlikler : Bazı sosyal etkinliklere katılmak zorunda olmanız kaygı durumunuzu tetikleyebilir. Özellikle tanımadığınız bir ortamda bulunmak, tanımadığınız insanlarla sohbet etmek, topluluk önünde konuşma yapmak ya da bir yarışmaya katılmak durumunda kalmanız kendinizi endişeli ve huzursuz hissetmenize yol açabilir. Bu noktada, sevdiğiniz bir arkadaşınızdan ya da eşinizden size eşlik etmesini teklif edebilirsiniz. Fakat bu sosyal kaygı bozukluğu ile baş edebilmek için psikolojik destek almanız gereklidir.
İlişkisel Sorunlar : Partnerinizle yaşadığınız ilişki sorunlarınız, tartışmalarınız ve anlaşmazlıklar kaygılarınızı tetikleyebilir. Bu nedenle yaşadığınız sorunlara çözüm odaklı yaklaşım sağlayabilmek ve bu çatışmaların neden olduğu duyguları yönetebilmeyi öğrenmek için bir profesyonelden çift terapisi almanız önemlidir.
Kişisel Tetikleyiciler : Bu tetikleyiciler bazen bir sese karşı, bazen bir koku, bazense bir müzik bile olabilir. Sizi üzen ve problemli davranışlara yol açan uyarıcılardır. Yaşamınızdaki bilinçli ya da bilinçsiz olarak size kötü anı bırakan, sizi travmatize eden olaylar kişisel tetikleyicilerinizdir. Yaşanan travmalar; üzüntünüzün, kaygılarınızın ve panik ataklarınızın yeniden nüksetmesine yol açar. Bu nedenle; kişisel tetikleyicileri belirleyebilmek, farkında olmak ve baş edebilmek için bir uzmandan destek almayı ihmal etmeyin.
Psikolog Funda BUHARALI, Antalya Psikiyatri, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi.