Ergenlikte Meslek Seçimi
Ergenlik dönemi, meslek seçimi gibi insan hayatının en önemli aşamalarından birini de içermektedir.
Ülkemizde 9. Sınıftan itibaren (13-14 yaşlar) hangi liseye gidileceği, hangi dalın seçileceği, hangi seçmeli derslerin alınacağı ve bunu takiben hangi üniversite ve hangi mesleğe adım atılacağı planlanmak durumundadır. Üniversiteye gitmeyip, başka yollarla meslek edinmek de başka bir alternatiftir.
Burada verilecek karar ve atılacak adımlar kişinin bir ömür boyu sosyoekonomik durumunu, ilişkilerini, çevresini, dolayısıyla tüm hayatını etkileyecek önemdedir. Bireyin mutluluğu ve sağlıklı ruh halini korumasında da mesleki doyum birinci derecede etkili faktörlerdendir.
Ergenlik döneminin kendine özel çalkantılı dünyasında hemen her konuda olduğu gibi, meslek seçiminde de sağlıklı bir karar almak oldukça zordur. Gencin ilgi, beceri, kişilik özelliklerini dikkate alarak, meslekler hakkında bilgilendirmek ve kendine en uygun mesleğe yönlendirmek öncelikle aile ve orta öğretim kurumlarının görev ve sorumluluğundadır. Bu konuda birçok dernek, kulüp benzeri sosyal kurumlarında ciddi çalışma ve desteğinin olduğunu biliyoruz. Mesleki rehberlik programı uygulanmış çocukların, tutarlı meslek seçimleri yaptıkları kanıtlanmış bir gerçektir.
Ergene destek ve önder olabilmek için öncelikle mesleğin tarifi ve nitelikleri iyi bilinmelidir. Meslek,yapana maddi ve manevi bir doyum sağlayacak, yapılırken bireysel haz verecek, belli bir eğitim, tecrübe, bilgi ve beceri gerektiren bir faaliyettir. Mesleğin yasalara, toplumsal ve ahlaki kurallara uygun olması gerekir. Bundan dolayı kazanç sağlayan her iş meslek olarak kabul edilmez. İş ve meslek terimleri de birbiriyle çok karışmaktadır. Daha çok gelip geçici özellik taşıyan, ciddi beceri, tecrübe ve eğitim istemeden hemen herkesin yapabildiği faaliyetler iş olarak tanımlanır. Örneğin, tezgâhta simit, limon satmak meslek değil, bir iştir.
Meslekleri yaşayan organizmalar gibi değerlendirebiliriz. Meslekler de bir nevi evrimsel süreç yaşamakta olup, teknolojik gelişmeler neticesi yeni meslekler türerken, bazı meslekler yok olup gitmektedir. Dünya üzerinde ortak bir tanımlamayla doktor, öğretmen, mühendis, hukukçu gibi üniversite eğitimi gerektiren meslek sahipleri beyaz yakalılar (beyaz önlüklüler), demirci, tornacı, otomobil tamircisi gibi zanaat sahipleri ile esnaf ve işçiler ise mavi yakalılar (mavi önlüklüler) olarak isimlendirilmektedir.
Ayrı bir tarifte ise mal ve hizmet üreten meslekler, ayrıca hem mal hem hizmet üretimini birlikte yapan işkolları mevcuttur. Sağlık, eğitim, hukuk, ulaşım, turizm gibi sektörler hizmet sektörü olarak bilinir. Ülkeler geliştikçe hizmet sektörü elemanlarına ihtiyaç artmakta, bu elemanların da daha iyi eğitimli olma gereksinimi doğmaktadır.
Ergenin meslek seçiminde öncelikle şu temel bilgilere dikkat edilmelidir:
-Mesleğin unvanı, nitelikleri ve yükümlülükleri.
-Mesleğin yapıldığı fiziki mekân.
-Ekonomik getirisi, mesleğin itibarı, tatil ve çalışma zamanları, meslek hastalıkları gibi olumlu ve olumsuz yanlarının bilinmesi.
-Mesleği yaparken gereken fiziksel ve duygusal özellikler, cinsiyet farkının önemi.
-Yabancı dil bilip bilmemenin önemi.
-İşe giriş koşulları, özel iş yapma imkânı, özel veya devlet sektörünün mü tercih edileceği.
-Mesleğin iş bulma şansı, mesleğe olan talep.
-Meslekte ilerleme şansı, yan mesleklere geçebilme olanağı.
-Mesleğin dünyadaki ve ülkemizdeki yasal düzenlenmesi.
-Emeklilik koşulları ve emeklilikteki getirisi.
Bu konularla ilgili bilgi, hem yazılı literatür bilgisinden hem de meslek sahipleriyle bireysel görüşmeler, meslek odası, sendika, ticaret ve sanayi odaları gibi kurumsal görüşmelerle de alınmalıdır.
Meslek seçiminde ergenin zekâsı, özel yetenekleri, ilgi alanları, kişilik yapısı, değerleri, amaçları, olgunluk düzeyi, çalışma alışkanlıkları ve okul başarısı gibi kişisel özellikleri yanında cinsiyeti, boyu, kilosu, sağlığı, bedeni gücü, duyu organlarının kusurları gibi fiziksel özellikleri mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır.
Ailenin sosyokültürel ve ekonomik seviyesi, ebeveynlerin ve yakın çevrenin çocuktan beklentisi, arkadaş gruplarının etkisi, çevredeki temel mesleki faaliyetler, ülkenin genel sosyoekonomik durumu gibi etkenlerin de meslek seçiminde büyük etkileri vardır.
Yetenek, bir etkinliği yapabilmeye doğuştan bir yatkınlık yanında öğrenme ile kazanılmışı yapabilme becerisidir. Eğitimde yetenek sözel, sayısal ve uzaysal (şekil-mekân) olarak üç kısma ayrılır. Sözel yetenek, sosyal bilimlerde ağır basar. Kendini kelime ve cümlelerle ifade edebilme, düşünceleri yazıya dökebilme becerisidir. Öğretmenlik, gazetecilik, dil bilimleri, hukuk gibi alanlar sözel beceri gerektirir.
Sayılar arasındaki ilişkileri kavrama, sayısal problemleri çözebilme becerisi ise sayısal yeteneği gösterir. Mühendislikler, fizik, kimya, biyoloji bilimleri ve tıp alanlarında sayısal yetenek daha ağır basmaktadır.
Uzaysal yetenek ise iki boyutlu düzlemde ifade edilen cisimlerin üç boyutlu olarak algılanabilme becerisidir. Şekil-mekân, şekil-uzay yeteneği olarak da tariflenir. Diş hekimliği, mimarlık, tasarım mühendislikleri, harita mühendisliği, makine ressamlığı, heykeltıraşlık gibi mesleklerde başarılı olmak için uzaysal yeteneğe sahip olmak gerekir.
Kendini değerlendirme envanterlerinde temel bilim ilgisi, sosyal bilim ilgisi, canlı varlık ilgisi, ticaret ilgisi, iş ayrıntıları ilgisi (düzenden, ayrıntıdan hoşlanma v.s) gibi değerlendirmeler mevcuttur.
Kişilik ve benlik kavramları meslek seçiminde çok önemlidir. İnsanlar kişiliklerine uygun meslekleri yaptıklarında daha kolay mutlu olmaktadırlar. Benlik ise, kişinin kendisiyle ilgili değerlendirmesidir. Bireyin nasıl bir insan olduğu, neleri yapması, neleri yapmaması gerektiği, idealleri için nasıl davranması gerektiği benliğin görevidir. Para veya kariyer uğruna benliğine aykırı davranışlar kişide çatışma yaratacaktır. Edinilen meslek neticesi ün veya para kazanma veya her ikisine de sahip olma ya da başkalarını yönetme, düzenli bir hayata sahip olma, sıra dışı bir hayat sürme, başkalarına yardım etme, yeni bir şeyler üretme, rekabet etme veya rekabetsiz ortamda olma, bağımsız çalışabilme gibi istek ve arzular kişisel benlik ve mesleki benlikle ilgili ideallerdir. Araştırmalar meslek seçiminin daha çok kişilerin ideal benliklerine göre yapıldığını ortaya koymaktadır. Birey sağlam bir kişilik yapısı oluşturamadıysa bu zaman içinde çatışmaya sebep olabilmektedir.
Son söz olarak diyebiliriz ki, ergeni bir mesleğe yönlendirmede aile, okul ve çevrenin büyük rolü ve önemi vardır. Yapılacak en büyük hata çocuktan gücünün ötesinde başarı beklemek, ilgi, beceri ve isteklerini dikkate almadan, kendi arzumuz doğrultusunda bazı seçimlere zorlamaktır.
Antalya Psikiyatri olarak, doğru meslek seçiminin, kişilerin bireysel mutluluğu ve toplumsal ilerleme için büyük önemi olduğuna inanıyoruz. Bu amaçla kişilik analizleri, meslek seçim ölçekleri gibi tüm test uygulamaları yanında özgüven arttırıcı, motivasyon arttırıcı çalışmalarla çocuklarımızın geleceğine ışık tutuyoruz.
Antalya Psikiyatri Merkezi, Psikiyatrist E.Filiz Uluhan