Gestalt Terapi
“Dünyadaki her tür nevroz tipi için en iyi terapist olduğuma inanıyorum” diyecek derecede megaloman olan Fritz Perls, gestalt terapinin kuram ve uygulama babasıdır.
1900’ lü yılların başlarında Perlizm olarak da adlandırılan ve gösterişçi, yüzleştirici, tipik olarak da halka açık şekilde uygulanan gestalt terapi günümüzde daha az yüzleştirici, daha çok terapötik ilişki ağırlıklıdır.
Gestalt psikoloji insanların algıladıkları uyarıcıdan nasıl bir anlam yarattıklarını araştırır.
Gestalt terapi, insanların gelişmeye yönelik olduğu düşüncesini temel felsefe yapmıştır. Holizm burada ana değerdir. Yani insanlar ne çevrelerinden yalıtılmış olarak yaşayabilirler ne de beden ve zihin gibi parçalara ayrılabilirler. Düşünceler, duygular, fiziksel duyumların hepsi bizim varlığımızın parçalara ayrılamayan kısımlarıdır. İnsan doğasının psikolojik ve fiziksel yönleri birbirinden ayrıştırılamaz.
Gestalt terapisinde kişisel seçim ve sorumluluk vurgulanır. Bazı gestalt terapistleri bunu sorumluluk alma/tepki becerisi terimiyle de ifade ederler. Tüm organizmalar doğuştan kendini geliştirmeye doğru büyüme kapasitesine sahiptir. Terapi boyunca patolojiden ziyade büyüme ve gelişme sürecine odaklanılır.
Gestalt terapide bir çok psikolojik sorunun altında yaratıcılık ve spontanlığın, genele uymak zorunda kalmak nedeniyle körelmesinin bulunduğuna inanılır. Bazen sağlıklı davranışlar toplum normları ile çatışmakta, bireyin ihtiyaçları ile toplumun ihtiyaçları ters düşmekte, insan artık bu kaçık toplum içinde kendisinin sağlıklı ve aklı başında bir insan olarak kalıp kalamayacağını merak etmekte, psikolojik sıkıntıya düşmektedir.
Yaratıcı bir şekilde büyüme potansiyelini, dünya ile ilişki içinde kalarak ortaya koymak ve kendini gerçekleştirmek gestalt terapistlerinin asıl hedefidir. Her insan kendi sorumluluğunu alma ve kendini gerçekleştirebileceği şekilde seçim yapma kapasitesine sahiptir. Gerçek potansiyeli açığa çıkarırken zaman zaman toplumsal kurallara aykırı düşebilmek mümkündür.
Gestalt terapisinde insanlarla etkileşim içinde olmak çok önemli bir ihtiyaç olarak görülür. Bireyler büyüyebilmek ve olgunlaşabilmek için ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar. Herkes kendisini geliştirmesini sağlayacak yaşantılara doğru eğilimlidir, ayrıca başkaları ile de temas içinde olmak istemektedir.
Temas gestalt terapistlerine göre yaşamın temel bir kavramıdır. Temas, çevre ile karşılaşmak olarak tanımlanır. Bu, kişinin dışındaki bir şey veya kendisinin bir yönü de olabilir. Temasın ardından, temasın hazmedilmesi gerekir. Bu süreçte agresyon ve yıkmayı da içeren asimilasyon gerçekleşir. Yani agresyon antisosyal bir davranış olarak değil, doğal ve yaşamın bir parçası olarak görülür. Etkili bir temas yaşamın temelidir.
Kişi çevre ile teması, temas sınırında gerçekleştirir. Temas sınırının önemli bir yönü, kişinin kendisi ile diğerini ayırt etmesidir. Terapi boyunca ben-sen, ben-o teması işlenecek, “ben” in oluşturulmasına çalışılacaktır.
Gestalt kuramına göre yaşam, ihtiyaçları karşılama sürecidir. İhtiyaç ise organizmanın farkındalık oluşturduğu tamamlanmamış bir gestaltdır. Organizma ihtiyacı karşılamakta başarılı olursa gestalt tamamlanmış olur. Gestalt ortadan kalktığında ihtiyaç artık bir şekil değil zemindir. İhtiyacın karşılanması için farkında olmak kritik eşiktir.
Farkındalıkta bir aksama olduğunda temas sınırlarında bazı problemler doğar. Örneğin, toplumun dayattığı bazı “”malı” lar (cici olmalısın, kurallara uymalısın, kibar olmalısın gibi) kendi değerlerimiz olarak hazmedilmemişse çatışma kaçınılmazdır. Bu da psikolojik sorunlara yol açacaktır.
Gestalt kuramcıları çocukluk olaylarının önemini kabul ederler. Olgunlaşmak denen şey, çevrenin desteği ile yaşamaktan kendi desteği ile yaşamaya geçmektir. Sağlıklı olarak büyüyebilmek için, çocuklar sevgi ve saygı kadar çevrenin desteğine de muhtaçtır.
Çocuklukta ihtiyaçların doyurulmamasından kaynaklanan engellenme kaygısı yetişkinlikte psikolojik sorunlara yol açabilir. Çocuklar engellenme ile baş etmeyi öğrenmek zorundadır. Bağımsızlıklarını ancak bu şekilde kazanabilirler. Çocuk ya büyüyecek ve engellenme ile baş etmeyi öğrenecektir ya da bunun sıkıntısı hep bir yerlerde saklı kalacaktır.
Gestalt terapi kuramına göre psikolojik yönden sağlıklı olmak, insanın çevresi ile bir harmoni içinde yaşamasıdır. Sağlıklı insan, çevresi ile karşılıklı bir bağlılık içinde olduğunu bilir, kendi ihtiyaçları ile toplum ve diğer insanların ihtiyaçları arasında denge kurabilir.
Sağlıklı bir insan spontandır, duygularıyla tepki verir, kendini ifade eder, başkalarıyla doğrudan temas kurar ve otantik ilişkiler yaşar. Yaşamında yaptığı seçimlerin ve bu yaşantılarına verdiği anlamların sorumluluğunu alır.
Kişiler sahte rollerin altında ezildikçe ruhsal sorunlar ortaya çıkacaktır.
Gestalt terapisinde değerlendirme ve müdahale bir süreç içinde bütünleştirilerek yapılır. Kişinin çevresi ile nasıl temas kurduğu, farkındalık düzeyi, çevresinden ve kendisinden ne kadar destek sağladığı terapinin genel çerçevesini oluşturur. Danışanlara, “otur ve yaşamaya başla” yönlendirmesinden sonra “nerede ve nasıl yaşamayı başaramadığı” araştırmasına girilir.
Gestalt terapisi danışanın o andaki yaşantısını vurgulamasına dayalı olarak yürütülür. Geçmiş veya gelecek, “şu an” olarak incelenir. Terapist aktif rol alır ve danışanı kendi yaşantılarının değişik yönlerine dikkat etmesi için yol gösterir.
Gestalt terapinin en büyük amacı danışana farkındalık kazandırmaktır. Perls, “yalnız başına farkında olmak, farkındalığın kendisi bile tedavi edici olabilir” demektir. Farkındalık kazanıldığında bazı amaçlar daha kolay elde edilecektir. Kişinin sorumluluk becerisini arttırmak, özgür bir yaşam sürmesi ve seçimler yapabilmesi için yeterli şekilde kendi kendine destek olmasını sağlamak bunlar arasındadır.
Gestalt terapi sürecinde üç temel unsur bulunur. İlişki, farkındalık ve deneyimleme.
- Danışanın kendisiyle ilgili ve başkalarıyla ilişkilerle ilgili farkındalığı arttırmak.
- Beden ve biliş yaşantılarını entegre etmek.
- Danışanın açmaza ulaşmasına ve bunu yaşamasına yardım etmek.
- Burada olmak.
- Ben ve sen, veya otantik ve farkında olarak ilişki kurmak.
- “O” dili yerine “Ben” dilini kullanmak psikoterapi süresince ayrıntılı işlenecektir.
Gestalt terapisinde farkındalığı arttırmaya yarayan herhangi bir teknik kullanılabilir. Psikoterapistin amacı belirsizliği desteklemektir. Belli bir sonucun oluşması beklenmeksizin, büyümenin sağlanmasına yarayacak koşullar oluşturulmaya çalışılır.
Özetle gestalt terapi, insanların işlevlerini yerine getirmelerine varoluşçu/hümanistik olarak yaklaşan bir psikoterapi yöntemidir. Çevre ile temas kurulduğunda bireysel ihtiyaçlar karşılanabilir ve sağlıklı bir ruh haline kavuşulur. Temastan kaçınıldıkça ihtiyaçlar karşılanamaz, kişilikte delikler ve psikolojik defektler oluşur. Terapide hiçbir psikolojik tanıya yer verilmeden, danışan kendisini ve çevresini rahatça yaşayabilmesi için desteklenir.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Lara/Muratpaşa/Antalya.
Psikiyatri Uzmanı Doktor Filiz Uluhan.