Cinsel Kimlik Bozuklukları
Biyolojik temeli erkekte XY, kadında XX kromozomlarıyla başlayan cinsel kimlik, anne-baba tutumları, kültürel ve sosyal normlar ile şekillenir. Zaman içinde cinsel roller gelişir. Ergenlikte, fizyolojik değişim ve gelişimle birlikte cinsellik fiziksel anlamda da yaşanarak cinsel kimlik oluşumu tamamlanır.
Transseksüalite; Cinsel kimliğin psikolojik boyutu, biyolojik altyapı üzerine gelişen kişinin anatomik cinsiyetinden bağımsız olarak, kendini kadın ya da erkek olarak hissetmesidir.
Kişinin kendi biyolojik cinsiyetinden duyduğu kalıcı rahatsızlık duygusu ile karakterize bozukluk transseksüalite (karşıtcinsellik) olarak adlandırılır.
Kişi kendi cinsiyetinden rahatsızlık duymakla birlikte, kendini karşı cinse ait olarak hissetmektedir.
Kişi çocukluk çağından itibaren kendi cinsel organlarını reddeder, karşı cinsin cinsel kimliğine uygun davranış ve rolleri geliştirir. Karşı cins gibi giyinmek, oynamak ister.
Bu olgular kendilerini yanlış bir bedene hapsedilmiş mahkum gibi hissetmektedirler. Bu mahkumiyet hissiyle madde kullanımı, anksiyete ve depresyon, intihar fikirleri ve girişimleri sıklıkla görülmektedir.
Terapilerle, ilaç ya da hormon tedavileriyle bu bozukluğu tedavi edebilmek tam olarak mümkün değildir.
Uygun olgularda ciddi bir psikolojik hazırlık ve psikoterapi süreçlerinden sonra cinsiyet değiştirme operasyonları uygulanabilir.
Eşcinsellik ( homoseksüalite); Sıklıkla cinsel kimlik bozuklukları ve parafililerle karıştırılmakla birlikte bir cinsel bozukluk ya da sapkınlık değildir. Günümüzde bir hastalık olarak değil normalin bir parçası olarak kabul edilmektedir.