Evlilik Sorunları ve Evlilik Danışmanlığı
Kendisiyle barışık, mutlu olan ve edebilen, kendine ve topluma faydalı bireylerin temeli ailede atılır. Toplumsal huzur ve mutluluk ancak sağlıklı bir yapıya sahip aile kurumuyla mümkündür. Aile bireylerinin mutluluğu tuğlaların tek tek birleşerek sağlam bir duvar oluşması gibi toplumsal huzur, barış ve gelişmeyi sağlamaktadır.
Evlilik kurumu binlerce yıldır tartışılmaktadır. Sorunlu çocukların, daha sonra da sorunlu kişilikler ve sorunlu toplumun nedeni olacak sorunlu evlilikleri yaratan nedir? Nasıl mutlu bir evlilik yapar, uzun yıllar boyunca evliliğimizi nasıl korur ve güçlendiririz?
Evlilik gerçekten içindekilerin çıkmak, dışındakilerin girmek için uğraştığı bir kafes midir? Evlilik aşkı öldürür mü? Ya da Sokrates’in dediği gibi evlenin ama eşiniz iyi çıkarsa mutlu olursunuz, kötü çıkarsa filozof mu?
Tüm bunlar yaşanacak gerçekler mi? Yoksa mutlu ve huzurlu bir evlilik, aşkın hiçbir zaman ölmeyeceği bir evlilik elimizde mi? Yaşamımızı zehir eden bir evliliği kendimiz mi yaratıyoruz?
Evlilikte altın kurallar nedir? Evlilik kurumunu hangi nedenlerle çatlatmaktadır?
Evlilik ve aile terapisti ve aile danışmanı olarak amacımız danışanlarımıza uzun evliliklerin sırrını vermek, evlilikte yaşanabilecek pek çok sorunun üstesinden gelebilmeyi sağlamak ve evliliğin aşkı öldürmesine izin vermemektir.
Evlilik danışmanlığı veya aile terapisi için gelen çiftlerin büyük çoğunluğunu birbirini fazla tanımadan, ilk andaki yoğun duyguların etkisini sonsuz aşk zannedip evlenen, bir süre sonra da rutin hayatın kısır döngüsüne girerek mutsuzluk girdabına kapılan, kendi sorunlarıyla yüzleşmek yerine karşıdakini acımasızca sorgulayan kişiler oluşturmaktadır.
Bir filozofun şu sözü aslında her şeyi özetlemektedir. “Evlilikte başarı, yalnız aranan kişiyi bulmakta değil, aynı zamanda aranan kişi olmaktır.”
Birçok çiftin çiftin evliliklerindeki sorunlar çoğu kez karakter, kültür, anlayış ve davranış farklılıklarından kaynaklanmaktadır.
Pek çok çift;
- Eşim evlenince çok değişti.
- Artık beni anlamıyor.
- Eşimin bana sevgisi azaldı, artık beni sevmiyor.
- Keşke evlenmeseydik, evlenmeden önce her şey ne kadar güzeldi.
Diyerek her anlaşmazlık ve tartışmanın kaynağını evliliğe bağlama yanlışına düşmektedir. Aslında tüm bu çatışma, inatlaşma ve atışmaların, kavgaların altında ego tatminsizlikleri, kişilik özelliklerinin getirdiği mutsuzluklar ve ön yargılı davranışlar sonucu görülemeyen veya kabullenilemeyen gerçekler yatmaktadır.
Evlilik danışmanlığı ve evlilik terapisinin amacı, çiftlerin kendi başlarına çözemedikleri her türlü evlilik sorunu ve çatışmasını çiftlere anlatmak ve çözüm yollarını öğretmektir.
Yanlış anlamalardan kaynaklanan sorunlar en sık görülen ve en kolay çözülen problemlerdir. Burada empati yeteneğini kazanarak olaylara madalyonun tersinden de bakabilmek, çiftlerin birçok yanlışlarını görmelerini sağlar.
Evlilik danışmanlığında çiftlerin birbirlerini yeniden keşfetmeleri ve tanımalarını sağlamak ana prensiptir.
Çiftlerin birbirlerinin yaşam alanlarını istila etmemesi, herkesin kendine ait hobi ve uğraşılara zaman ayırması, canınız sıkkın veya yorgunken tartışmama, eşinizin olumsuz değil de olumlu yönlerini bulmaya çalışma, eleştirel yaklaşımdan kaçınma, ortak ilgi alanları geliştirme, eşinizi kimseyle kıyaslamama, ailesi hakkında kötü konuşmama, beğendiğiniz yönlerini mutlaka sık sık dile getirip takdir etme, iş ile ev hayatını birbirine karıştırmama, evde de kendinize özen gösterme evliliği canlı tutmada önemli konulardır.
- Eşle karşılıklı konuşmama yani iletişim eksikliği
- Kaynana ve diğer akrabalarla olan sorunlar
- Erken boşalma, cinsel isteksizlik gibi cinsel uyumsuzluk ve cinsel işlev bozuklukları
- Eşlerin birbirlerine ilgisizlikleri sonucu duygusal tatminsizlik
- Maddi sıkıntı ve maddi harcamalar konusunda anlaşmazlıklar
- Dünya görüşlerinde zıtlıklar, fikir ayrılıkları
- Çocuklarla ilgili görüş ayrılıkları, ortak tavır gösterememe
- Eşe karşı saygısız, kaba tavırlarla hükmetme
- Alkol, sigara, kumar alışkanlığı
- Aile içi şiddet
- Eşlerin birbirlerine olan güvensizleri
- Aldatma ve sadakatsizlik gibi temel sorunlar aile ve evlilik kurumunu zedelemektedir.
Evliliği ayakta tutacak, bir ömür boyu bir yastıkta kocayacak altın kuralları ise şöyle özetleyebiliriz:
- Evlendikten sonra birinci önceliğiniz eşiniz ve çocuğunuzdur. Anne, baba ve diğer akrabalarınız ile arkadaş ve dost çevreniz daha sonra gelir. Diğer unsurlar eş ve çocuğunuzun yerini almaya başladığı anda çatışma ve huzursuzluk kaçınılmazdır. Evlilik iki ayrı hayattan, bireylerin özerkliğini koruyarak tek bir hayat oluşturabilmektir. Artık yaşamınızın odak noktası kendi evliliğiniz, kendi yuvanızdır.
- Birbirlerinize karşı asla emir cümlesi kullanmayın. Unutmayın ki tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.
- Asla yargılayıcı ve suçlayıcı olmayın. Önce kendinizi yargılayıp sonra bir karar verin. Eşiniz sinirliyken üstüne gitmeyin, sakin kalmaya çalışın. İki sinirli ve öfkeli insan ateşle barut gibidir. Soru sorun ama sorgulamayın. Önemli olan suçluyu bulmak değil, çözüme ulaşmaktır. Başarısızlıkları birbirinizin yüzüne vurmayın.
- Mutlu bir evlilikte rollerin ve sorumlulukların paylaşımı çok önemlidir. Roller ev işlerinin paylaşımı, çocukların bakımı, ekonomik meselelerde karar verme, izin ve tatil günlerinde ne yapılacağı gibi her konuda olabilir. Geleneksel, ataerkil ilişkilerde rol dağılımı farklı, eşitlikçi modern ilişkilerde farklı olabilir. Önemli olan karşılıklı kabul ve memnuniyettir. Baskın rolün eşit dağıtılması huzur ve mutluluğu arttırır.
- İletişim ve karşılıklı anlayışa özen gösterin. Göz iletişiminden kaçınarak yapılan bir konuşma iletişim değildir. Sırlarınızı birbirinizle paylaşın. Cinsellik, ekonomi, çocukların yetiştirilmesi, gezi planları, arkadaşlarla görüşme v.s her konuda sık sık duygu ve düşünce alışverişinde bulunun. Konuşurken birbirinizi iğnelemeyin. Eşinizi asla aşağılamayın. Kendinizin de yanılabileceğini unutmayarak, söylediğiniz her şeyi eşinizin doğru kabul etmesini beklemeyin.
- Eşinizi asla ve asla başkalarının eşleri ile kıyaslamayın. Kıyaslanma özellikle erkeklerde çok kırıcı olabilir ve ruhunda derin yaralar açabilir. Eşinizi kıyaslamayın, olumlu yönlerini takdir edin.
- Birbirinizin özeline girmeyin ve saygı gösterin. Asla yalan söylemeyin. Başkalarının yanında tartışmayın.
- Birbirinizle ilgili güzel ve olumlu ifadeler kullanın, sevdiğinizi, beğendiğinizi sık sık ifade ederek egolarınızı tatmin edin.
- Sık sık birbirinize sarılın, dokunun, öpüşün. Cinselliği konuşmaktan kaçınmayın. Seksi asla ceza olarak kullanmayın.
- Eşinizi değiştirmeye çalışıp kendinize uydurmaya zorlamayın. Asıl olan eşinizi değil, kendinizi değiştirmenizdir. Eşinizin iyi taraflarını ön plana çıkarın. Evlilik karşı safların mücadelesi değildir. Karşılıklı fedakârlık şarttır. Karşılık beklemeden vermeyi öğrenin. Alttan almak yenilgi değildir. Bağışlamayı öğrenin, bağışlayıcı olun.