Bireysel Farklılıklarımız ve Kişilik
Her birey kendine özgü bir varlık olup, bu farklılık kişilik özelliklerinden kaynaklanır.
Kişilik tanımını şöyle yapabiliriz: Kişilik, bireyin davranış ve düşünme biçimlerinin, ilgilerinin, ruhsal durumlarının, yeteneklerinin organize biçimde bütünleşmiş halidir.
Tiyatro oyuncularının yüzlerine taktıkları maske anlamına gelen ‘’persona’’ kelimesinden türeyen ‘’kişilik’’ terimi çok kapsamlı bir konu olup, binlerce yıldır tartışılmaktadır.
Psikoloji ve psikiyatride kişiliğin önemi, insanın nasıl düşündüğü, davrandığı ve inandığı konusunda bilgiler sunmasından gelmektedir. Kişilik özellikleri, davranış nitelikleri ve inançlarının toplamı kişiyi birey yapmakta, kim olduğunu ve dünya ile etkileşimini ortaya çıkarmaktadır. Bu bağlamda kişiliği, bireyin toplumsal ortamda başka insanlarla ilişkilerinde ortaya koyduğu tutum ve davranışlar bütünü olarak da tarifleyebiliriz.
En genel anlamda kişilik, bireyin toplum içinde diğer insanlarla ilişkilerinde gösterdiği, tutarlı, sürekli ve değişmez, birbiriyle belli algoritması bulunan, tutum ve davranışların, kazanılmış deneyimlerin bir bütünüdür.
Tutarlılık, süreklilik ve değişmezlik kişiliğin üç temel öğesidir. Bunları biraz açarsak;
Tutarlılık, aynı durum ve olay karşısında belirli davranışları göstermektir. Bu davranışlar önceden kestirilebilir. Bir davranış ya da olaya verilen tepki, aynı davranış ya da olayla tekrar karşılaşıldığında aynıdır.
Süreklilik, tutarlı davranışların zaman ve mekana göre değişmeksizin yıllar boyunca aynı kalmasıdır.
Değişmezlik ise kişilik özelliklerinin kişi istemedikçe ve çaba göstermedikçe aynı kalacağı anlamındadır.
Burger, kişiliği şöyle tanımlar. Kişilik, bireyin kendisinden kaynaklanan tutarlı davranış kalıpları ve kişilik içi süreçlerdir.
Allport ise kişiliği, bireyin kendine özgü düşünce ve davranışını belirleyen psikofiziksel sistemlerin dinamik örgütlenmesi olarak tanımlar.
Geleneksel olarak kişiliğin yaşam boyunca değişmeyeceğine inanılsa da günümüzün modern psikiyatri-psikoloji yaklaşımı kişiliğin yaşam boyu değişip geliştiğidir. Gelişim, yıllar içindeki biyolojik ve çevresel etkilerle doğan olgunlaşma anlamına gelir. Değişme ile kişinin kendi kararıyla ve isteyerek yaptığı davranış değiştirme eylemi kastedilir. Değiştirmede, en uygun davranışı kazanmak için mücadele vardır.
Kişilik gelişimi doğumla başlar, ergenlik döneminin sonunda tutarlı ve kalıcı kişilik özellikleri oluşur. Ancak yaşamın ilerleyen dönemlerinde de kişilik özelliklerinde bazı değişiklikler olabilir. Koşullara bağlı olarak kişilik özelliklerinde ufak tefek değişiklikler olsa bile genel kişilik özellikleri önemli değişikliklere uğramaz.
Kişilik özellikleri yıllar içinde gelişebilir, geliştirilebilir. Değişim mümkün olmakla birlikte hiç de kolay değildir. Burada anahtar kelime kişinin bu değişimi yürekten istemesidir. Uzun bir psikoterapi süreci gerekir. ‘’Can çıkmadan huy çıkmaz’’, ‘’İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur’’ gibi atasözlerinin doğruluk payı halen geçerliliğini korumaktadır.
Kişilik gelişimini etkileyen, bir araya geldiklerinde kişilik gelişimine katkıda bulunan faktörleri özetlersek;
- Genetik faktörler: Kalıtımın kişilik üzerindeki rolü yadsınamaz. Ancak burada öğrenme ve özdeşimin büyük rolü vardır.
- Fiziksel yapı: Eskiden Kretschmer’in insanları anatomik yapılarına göre ayırarak yaptığı piknik, atletik, astenik ve displastik tiplerin kişilik özelliklerine yansıması günümüz psikiyatri/psikoloji literatüründe kabul görmemektedir.
- Aile: Ailenin çocuğa, ihtiyaç duyduğu sevgi, şefkat, sıcaklık, anlayış, beslenme, koruma gibi ruhsal ve fizyolojik gereksinimleri yeterince vermesi sağlıklı bir kişilik gelişiminde çok önemlidir. Zamanla aile büyükleriyle ve ebeveynlerle yapılan özdeşimler, ailenin değer yargıları, kültürel özellikleri bu gelişimde rol oynayacaktır.
- Toplumsal çevre: Arkadaşlar, birey için önemli olan başka insanlar, toplumun kültürü, eğitim ve iletişim araçları doğru-yanlış, iyi-kötü gibi kavramların oluşmasında, kişinin kendini ve diğer insanları tanımasında önemli role sahiptir.
- Toplumsallaşma: Toplum üyelerinden toplum yapısına uymaları, ona göre davranmaları beklenir. Toplumun beklentilerinin üyeleri tarafından gerçekleştirilebilmesi toplumsallaşmayla olur. Toplumsallaşma sürecinde birey o toplumun değer yargılarını, davranış kalıplarını, rol ve sorumluluklarını öğrenerek başka insanlarla ilişki kurar, gelecek planlarını yapar.
- Fiziksel çevre: Yaşanılan fiziksel ortam, doğa koşulları ve iklim kişilik gelişimini etkileyebilmektedir. Akdeniz bölgesindeki insanların daha sıcakkanlı ve rehavete meyilli, kuzey ülkelerindeki insanların daha soğuk ve disiplinli olmalarını buna örnek verebiliriz.
- Diğer faktörler: Kişinin çocukluktan itibaren kullandığı savunma düzenekleri, seçilen oyunlar, din gibi faktörleri bu grupta sayabiliriz.
Özetlersek; kişiliği şekillendiren temel etken, çevre ve genetik yapının etkileşimidir.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Aile Danışmanlığı Antalya.