Gerçeği Yaşamak
''Gençlik dönemindeki şiddetli çalkantılar gelecekte kendiliğinden geçecek'' düşüncesine inanmak, inanmayı istemek ... Bu düşünme şekline inanmaya o kadar ihtiyacımız olmuş ki..
İnanmak isteği araştırma yapmak, merak etmekten bile ürkütmüş sanki. Yaklaşık 50 yıl önce Dr. Masterson gençlerin çözümlenmeyen sorunlarla, ilerleyen yetişkinlik döneminde adeta boğulmakta olduğunu gözlemlemiş. Başlattığı çalışmalarda ilginç sonuçlarla yüzleşmiş. Birçok bilim insanı, uzman, sadece halk arasındaki söylenceyi bilimsel bir gerçeklik olarak kabul etmekteymiş .
Oysa duygusal yönden yeterince beslenememiş gençler, yetişkinlikte ağır duygusal sorunlar, eyleme vurum denilen davranış bozuklukları gösteriyor. Eyleme vurum bazen, çalma, yalan söyleme, aldatmalar, kumar oynama, saldırgan davranışlar, uygunsuz cinsel davranışlar, alkol, madde bağımlılıkları gibi ağır davranış bozukluklarıyla, bazen de dedikodu yapma, çok uyuma, alışveriş yapma, sigara, kola, bilgisayar bağımlılığı, aşırı ritüeller şeklinde ya da aşırıya varan spor, yürüyüş, temizlik, bilimsel çalışmalar, dini uğraşlar gibi , güzel görünen etkinlikler görünümündedir.
Eyleme vurum her kişide bambaşka yollarla ortaya çıkabiliyor. Ego kusurları yüzünden, dürtüden kaynaklanan istekleri insani forma sokamıyor. Çocuksu düşünme şekliyle, ahlaki, etik değerlerin korunamaması, ya da güzel göründüğü halde eyleme vurum işlevi yapan gerçeklikten uzak tutumlar ortaya çıkıyor. Bu davranış tarzına olan ihtiyaç yüzünden kişi aklileştirmelerle gerçeklikten, kendini korumaya başlıyor. Kendine ve çevresindeki yaşama şiddetle zarar getirdiğini farkettiği zamanlarda bile, akla uygun hale getirerek, kaçar halde, eyleme vurumları, yani sahteliği savunan savunmaları savunmaya çalışıyor. Yaptığı her savunmanın gerçekte kendini hançerlemek olduğunu derinden sezdiği halde .. Fakat savunmalara sığınarak kaçmamak hiç mi hiç kolay değil ...
Savunmalar yada eyleme vurumlara başvurmadığında şiddetli depresyonun pençesine takılıyor. Ölümcül, yakıcı depresyon.. Ve çaresizce yine kendini eyleme vuruma doğru atıyor. Bu davranışlarla sahte dünyasını korumaya devam ediyor ve bir çıkmazın içinde tükenen ömür, sonunda umutsuz ve çaresiz yine yangınlarla karşı karşıya kalıyor.. O yüzden ölüme karşı aşırı korkular ortaya çıkabiliyor. .Ölüm düşünüldüğünde, ya da ölümle yüzleşmekle karşılaşıldığında bir panik, korku, çaresizlik.. ölümden ziyade, gerçekte hiç yaşamamış olmanın acısından kaynaklanan çaresizlik ve korku. Yaşanan pekçok şeye rağmen geriye döndüğünde ve o anda yaşanmamışlık hissi.. Hep 'sahte yaşamış' olmak yüzünden .
Destekleyici çevrede büyüyen bir bebek yaşamın gerçekliğiyle karşılaşırken ,sanki hafif hafif incinmeden değirmende öğütülür . Gençlikte irileşmiş taneler öğütülürken biraz daha ses çıkarır gibidir. Yetişkinlikteyse kolay değil .. Taşlaşmış taneleri öğütmek epeyce zahmetli .. O zahmete niyet etmek bile zahmetli. Çünkü taze buğdayı öğüten değirmenci iken taşlaşmış buğdayı değirmenci artık almıyor. Ancak gerçek sahibi öğütebilir ..
Önce öğütmek gerekliliğini farkedip karar verecek. Tüm zahmete rağmen atılmayacak kadar değerli bir malzemenin varlığına inanacak, kararlılıkla, tüm korkularına rağmen öğütmek için değirmene gelecek ve çevirmeye başlayacak. Büyük acılarda geri kaçmamak, acılara rağmen dayanmak, tanelerin her öğütülmesinde sevinci paylaşmak için de önemli bir destek gerekli.. Şimdi kendisi için, kendi içindeki anne babayı harekete geçirmesine yardımcı olacak destek, değirmende yanında olmalı. Çünkü savunmalara sığınmadığında, kaçmadığında yaşanılan duygular inanılmaz zordur.
Bu duygulara 'mahşerin altı atlısı' denir. Eyleme vurum davranışlarıyla kaçınılmakta olan acıdır, mahşerin altı atlısı. İntihar düşüncelerine sürükleyen depresyon, öldürecek kadar şiddetli öfke, panik, şiddetli kaygı, boşluk, hiçlik duygusu, ağır utanç, suçluluk, umutsuzluk, çaresizlik, tükenmişlik duyguları ,.. Bu duygular , her karar verip, eyleme vurmaktan vazgeçişinde, durmaya niyetlendiğinde, değirmene geldiğinde onu karşılayan duygu .. Arkasına bakmadan tekrar kaçmalara, kendini kandırmalara sebep olan duygu. Ne zaman gerçeklikle harekete geçse, iyileşme başlasa, yani öğütülme başlasa bu duygular yakasını bırakmaz.
Neler olduğunu ve neden olduğunu bilmediğinde umutsuzluğa kapılıp kendini yine savunmaların kucağına bırakmak, ümidi kesmek kaçınılmazdır. Bu acılı duygulara ancak, gerçekte iyileşmeye başlamanın bir göstergesi olduğunu bilerek dayanabilir. Eyleme vurum adı verilen bu savunmaları birdenbire tamamen kesmek imkansızdır. Başlangıçta yaşamını çok zora sokan ve kısıtlayan ağır davranış sorunlarının üzerine gitmek gerekir. Eyleme vurumun yönü yaşamına zarar getiren etkinliklerden, daha az zarar getiren etkinliklere, daha sonra da, faydalı alanlara doğru kaydırılmaya çalışılır. Temizlik yapma, spor yapma, sanatsal, bilimsel faaliyetler gibi güzel etkinlikler o kişi için gerçekte yine eyleme vurum amacı taşıdığı halde, izin verilir. Sonra sırayla üzerine gidilir, benlik gücü arttıkça eyleme vurumlar, sonra savunmalar azaltılmaya çalışılır.
Eyleme vurmaların giderek azaltılması ve eyleme vurum yapılmamasıyla yaşanan o acı duygulara dayanabilmekle İyileşme başlayacaktır. Acı duygular geldiğinde 'zaten biliyordum' diyerek paniğe kapılmamalı, pes etmemeli.
Kapasitelerin ortaya çıkabilmesi için sağlam duran bir terapistle birlikte, kendini gerçekleştirme kapasitelerinin varoluşuna inançla, mahşerin altı atlısına dayanmak ve kendini keşfetmenin, gerçekleştirmenin ve gerçekten yaşamanın onurunu kıvançla yaşamak, o zorlu yolda yürümek muhteşemdir. .
Sabırla bekleyen terapist için de; onun bireyleştiği anlarda yanında olabilmek, güle güle diyebilmek muhteşemdir
Onca zahmetli yolculuk ile başlayan ufacık değişimlerle sonunda o , yaşam yolculuğunda yeni uçmaya başlayan bir kuş gibi kanatlanmış ..
'Kanatlarım çok güçlü ve çok güzel uçabiliyorum, zorluklara rağmen iyiyim, mutluyum.. Bazen de düşebiliyor, çarpabiliyorum ama yeniden kalkıyorum ve uçuyorum. Hep yeniden kalkabilecek gücüm olduğuna inanıyor ve zorluklarda da güzelliklerde de paylaşmanın sevincini yaşıyorum. Güvenli ve sevgi dolu dostlukların sıcaklığıyla'' derken manevralar yapıyor, engelleri aşıyor, rüzgarı, yağmuru ve sakinliği hissediyor gerçekten ve dolu dolu yaşıyor..