Doğum Korkusu, Tokofobi
Doğum ile ilgili korkular çoğu kadında bulunur ve genellikle bir tedavi gerektirmez. Ancak bazı kadınlarda bu korku aşırı düzeye erişir, kaçınma davranışları gelişir, hatta gebelikten kaçınmaya kadar gidebilir. Bu durumda tokofobi (doğum korkusu) adını alır.
Tokofobi (doğum korkusu), mantıksız ve sebepsiz doğum korkusu ya da şiddetli doğum korkusu olarak da tanımlanabilmektedir.
Tokofobi prevalansı ortalama %15 civarındadır. Tokofobi primer ve sekonder olarak da tiplere ayrılmaktadır. Primer tokofobide kadınların ilk gebeliklerinde doğumun bilinmeyen yönleri ve ağrısından korkmaları söz konusudur. Sekonder tokofobide ise travmatik doğum ya da perinatal dönemde yaşanan olumsuz sonuçları takiben fobi gelişimi olmuştur.
Doğumla ilgili olumsuz deneyim ve travmalar doğum korkusu riskini beş kat arttırmaktadır.
Kadın bireysel kontrolünü yitireceği endişesi taşıyorsa, doğum yapılan ortamla ilgili sıkıntılar varsa, sosyal destek alamıyorsa, kişilik özellikleri gereği yatkınlığı varsa, ağrı eşiği ve toleransı düşükse tokofobi riski artar. Yırtılma korkusu, kendisinin ya da bebeğin yaralanmasından korkma da doğum fobisi nedenleri arasındadır. Ölüm korkusu, bilinmezlik korkusu, kontrolünü yitirme korkusu, doğum sırasında komik görünme korkusu da tokofobinin psikolojik nedenlerindendir.
Sürekli anksiyeteli ya da anksiyete bozukluğu olanlarda doğum korkusu oranları yükselmektedir. Sürekli anksiyeteli olmak hiç doğum yapmamış kadınlarda önemli bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Yani, anksiyete duyarlılığı doğum korkusu için belirleyicidir. Birçok olguda agorafobi, hayvan fobisi, kan fobisi ve travma sonrası stres bozukluğunun tokofobi ile iç içe geçtiği görülebilmektedir.
Düşük kendilik değeri olan, partnerinden memnun olmayan ya da partner uyumu iyi olmayan, işlevsel olmayan bağlanma stillerine sahip kadınlarda tokofobi daha sıktır.
Orta şiddette tokofobi hiç doğum yapmamış kadınlarda, şiddetli tokofobi acil sezaryen, vakumla doğum gibi deneyimler yaşamış kadınlarda daha yaygındır. Olumsuz ya da travmatik doğum öyküsü olan bir kadının sonraki gebeliklerinde tokofobi olma olasılığı beş kat daha yüksektir.
Doğum korkusunu ölçmede psikiyatri ve psikoloji kliniklerinde Wijma Doğum Beklentisi Ölçeği kullanılır. WDBÖ-A doğum öncesi, WDBÖ-B ise doğumdan sonraki beşinci haftaya kadar doğum korkusunu ölçmektedir. Son yıllarda kullanılan bir ölçek de Doğum Korkusu Ölçeğidir.
Doğum korkusu doğum için bazı riskler yaratır. Doğum eyleminin uzaması, doğum sancısı süresinin uzaması, sezaryen gereksiniminin artması bunlar arasındadır. İngiltere'de doğum korkusu elektif sezaryen için geçerli bir neden kabul edilir.
Ebe danışmanlığı, doğum öncesi eğitimler, kendi kendine hipnoz, yoga ve fiziksel egzersiz tokofobi şiddetini azaltmada oldukça etkilidirler. Yurt dışında ebeler tarafından verilen psikoeğitim yaygın bir uygulamadır. İleri vakalarda bilişsel terapi gerekebilir.
Doğum sonrası, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) gelişimini de tokofobi içinde ele almak uygun olur. Doğumun çok ağrılı geçmesi, kontrolü kaybetme hissinin getirdiği stres bazı kadınlar için oldukça travmatiktir ve TSSB gelişebilmektedir.
Doğum sonrası TSSB gelişimi riski ortalama %3'tür. Erken ya da ölü doğum yapma, gebelik ya da doğum sırasında yaşamı tehdit eden komplikasyonlara maruz kalma, eş ve aile desteğinin yetersizliği, sağlık personeli ile yaşanan iletişimsizlik ya da olumsuz etkileşim, çocukluk çağında istismara uğrama, destekleyici bakım eksikliği doğum sonrası TSSB için risk etkenleridir.
Doğum sırasında ve sonrasında verilen tıbbi bakım ve psikolojik destek DS-TSSB oranını azaltmada yegane tedbirlerdir. Tedavide ise travma odaklı bilişsel davranışçı terapi ve EMDR kullanılmaktadır.
Ülkemizde gebelik ve doğum okullarının yaygınlaştırılması, aktif psikoeğitim programlarının uygulanması, ebe desteğinin optimum düzeye çıkarılması ile doğum korkusunun azaltılacağı kanaatindeyiz.
Her türlü fobi tedavisinde Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi olarak yanınızdayız. Fobi tedavilerinde EMDR ve BDT'yi önermekteyiz.
Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi, Psikiyatrist ve Psikoterapist Emine Filiz Uluhan.