Patolojik Kumar Alışkanlığı
Kumar alışkanlığının patolojik ölçüte kayma sıklığı toplumda ortalama %2’dir. Bu oran psikiyatrik hastalarda %6’ya, alkol ve madde bağımlılarında %25 gibi yüksek değerlere ulaşmaktadır.
Kumar etkinlikleri ve yaygınlığı kültürler arası önemli farklılıklar göstermekle birlikte giderek artma eğilimindedir. Patolojik kumarbazların üçte biri kadın olup, bunlar genelde depresif ve depresyona meyilli olmakta ve kumarı bir kaçış olarak kullanmaktadırlar.
Patolojik kumar oynama tutkunu bireylerin ebeveynlerinde alkol ve/veya madde bağımlılığı sıktır, aile içinde %25 oranında bir patolojik kumarbaz mevcuttur.
Major depresyon, bipolar bozukluk, anksiyete bozuklukları, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu, narsistik ve antisosyal başta olmak üzere kişilik bozuklukları patolojik kumarbazlığa eşlik eden psikiyatrik bozukluklardır.
Kumar olgusunun patolojik sayılması için konulan kriterler şunlardır;
- Kumar oynama üzerine aşırı kafa yorma.
- İstediği heyecanı duymak için giderek artan miktarlarda parayla kumar oynama isteği.
- Birçok kez denenen ve başarısız olmuş kumarı bırakma, azaltma çabaları.
- Kumarı bırakma girişiminde huzursuzluk duyma, gerginlik yaşama.
- Sorunlarından kaçmak ya da disforik bir duygudurumdan kurtulmak için kumar oynama. Suçluluk ve çaresizlik duyguları, depresyon ve anksiyete bozuklukları bu gruptadır.
- Kişinin kaybettiklerini kovalaması dediğimiz, kaybettiği parayı yerine koymak için tekrar tekrar kumar oynaması.
- Kumar oynadığını saklaması. Bu bireyler kumar oynadıklarını terapistlerine dahi açmak istemez.
- Kumar oynamak için gerekli parayı sahtekârlık, dolandırıcılık, hırsızlık, zimmetine para geçirme gibi yasa dışı yollardan da elde etme çabası.
- Kumar alışkanlığı yüzünden ailevi, mesleki, sosyal ilişkilerinde bozulma ve kayıp.
- Kumar sebebi ile içine düştüğü parasal sıkıntıdan kurtulmak için başkalarına güvenme, onlardan medet umma.
Yukarıdaki 10 maddeden en az 5’inin bulunması psikiyatrik açıdan patolojik kumar olarak değerlendirilir.
Psikanalitik görüşe göre, bilinçdışı suçluluk duyguları ve bilinçdışı kendini cezalandırma isteği patolojik kumar alışkanlığının altında yatar.
Patolojik kumar davranış terapistlerine göre öğrenilmiş bir maladaptif (uyumsuz) davranış, bilişsel terapistlere göre ise hatalı kognisyon (algılama, muhakeme, yargılama) dur.
Kişi kumar sonucu öngörülemez olaylar için para yatırmakta ve bu zor durumu iki şekilde savunmakta, aklileştirmektedir.
- Öngörülemez sonucu etkileyebilirmiş gibi davranmak
- Sonucun gerçekte olduğundan daha fazla öngörülebilir olduğuna inanmak veya savunmak.
Birey bu savunmacı yaklaşımında denetleme yanılsaması, sihirsel inançlar, taraflı değerlendirme, hatalı algılama düzeneklerini kullanır. Denetleme yanılsaması kumarbazın kumarı bilgi ve beceri gerektiren, ustalık arttıkça sonucu kestirilebilir bir etkinlik olarak algılamasıdır.
Burada kişi, sonuç öngörülemez olduğu halde, kendini sonucu etkileyebilecek başlıca etken gibi görme eğilimindedir. Bu kişiler sonuç üzerinde bir denetimleri bulunmadığını fark edemezler. Zarı atarken çok sallamak, kumar oynarken uğurlu nesne taşımak veya uğurlu giysi giymek gibi totem uygulamaları denetleme yanılsamasına örnek verilebilir.
Sihirsel inançlar sonuçla ilgisiz herhangi bir nesne ya da olayın sonucu etkilediğine dair algılamalardır. Yapılan deneysel bir araştırmada uğurları yasaklanan grupta kumar oynama davranışı, uğurları yasaklanmayan gruba göre anlamlı şekilde azalmıştır.
Bazı çalışmalar noradrenerjik sistemdeki bozuklukların patolojik kumar alışkanlığındaki heyecan arama isteğini tetiklediğini göstermekle birlikte kesin kanıtlar mevcut değildir.
Klinikte ilerleyici seyir, büyük kayıplara karşın kontrol altına alınamayan kumar oynama davranışı, olumsuz sonuçların göz ardı edilmesi tanı koydurucu özelliklerdir. Patolojik kumarbazlarda da, madde bağımlıları gibi uyarılma isteği ve öforik duruma ulaşma çabası ön plandadır. Kumar tutkunları da madde bağımlıları gibi kumar oynamadıkları zaman huzursuzluk, depresif, mizaç, yerinde duramama gibi yoksunluk belirtileri gösterebilirler.
Patolojik kumar oynama, sosyal, mesleki ve ailevi sorunlara yol açmayan sosyal kumarbazlık ve manik atak sırasında ortaya çıkan kumar oynama davranışından ayrı tutulmalıdır.
Sosyal kumarda geçirilen zamanın uzaması, büyük kayıplar ve psikososyal stresler, patolojik kumar alışkanlığını tetikleyebilir.
Patolojik kumarbazlık erkeklerde genelde ergenlikte başlamasına karşın, kadınlarda daha ileri yaşlarda görülür.
Psikolojik kumar oynama tedavisinde psikanalitik terapi, davranış tedavisi, bilişsel tedaviler ve farmakoterapi uygulanabilir.
Psikanalitik terapide hastaya omnipotans hissi (her şeye gücünün yeteceğini sanma durumu), kendini kandırma ve uyumu bozan defanslara karşı içgörü kazandırılmaya çalışılır.
Aile terapileri tedavide yardımcıdır.
Eşlik eden madde kullanım bozuklukları varsa mutlaka tedavi edilmelidir.
Lityum ve SSRI grubu antidepresanlar tedavide kullanılabilir.
Hollander ve arkadaşları patolojik kumarbazlığı obsesif-kompulsif bozukluklar içinde ele alırlar.
Hipnoz altında imajinatif duyarsızlaştırma ve relaksasyon sağlayan davranışçı terapiler tedavide etkinliği olan yöntemlerdir.
Günümüzde en sık tercih edilen yöntem bilişsel tedavilerdir. Bilişsel terapilerde denetleme yanılsaması, sihirli inançlar, taraflı değerlendirme, hatalı algılama ve gerçekçi olmayan düşünme gibi hatalı kognisyonlara karşı içgörü geliştirmek ve bunları daha uyumlu şemalarla değiştirmek amaçlanır.
Bilişsel terapide Quebec’in programı genelde kullanılır. Bu programda;
- Kumar hakkında bilgilendirme
- Bilişsel yaklaşım
- Sorun çözme eğitimi
- Sosyal beceri eğitimi
- Nüksü önleme çalışmaları uygulanmaktadır.
Evlilik ve aile problemlerinde ciddi bir sorun olup, sosyal yıkımlara yol açan kumar alışkanlığının tedavisinde geç kalmamanızı önererek, Antalya Psikiyatri ve Psikoterapi Merkezi olarak güncel tedavi metodlarıyla yanınızda olduğumuzu belirtiriz.